Oğuzkaan Koleji

1) Sınav hakkında konuşmayın. Sınavla ilgili olarak yapılacak her şeyi bugüne kadar, elinden geldiğince zaten yaptı. Daha fazlasını yapabileceğini düşünüyor dahi olsanız, bunun suçluluğu ile sınava girmesinin ona bir faydası olmayacaktır. Onun emeklerine yönelik her türlü eleştirinizi, sınav sonuçlarının açıklanacağı 31 Temmuz gününe kadar erteleyin.

2) Siz de onunla beraber erkenden yatın. Rutin alışkanlıklarınız ne olursa olsun, sabah 7 civarında kalkıp kahvaltı edecek ve sınav için yola çıkacaksınız. Öğrencinin de uykuya geçme ve sabah kalkma arasındaki zamanı iyi geçirmesi için tüm ev ahalisinin uyku halinde olması gereklidir. Evin içindeki uyum, çocuğun kendisini huzurlu hissetmesi için önemlidir.

3) Öğrenci ile tartışmaktan kaçının. Çocuğunuz, sizin gibi yılların tecrübesine sahip olmayabilir, ancak bir birey olarak kendisine ve egosuna en çok değer verdiği yıllarını yaşıyor. Bu akşam ya da yarın, en saçma fikirler ile bile karşınıza çıksa sesinizi yükseltmekten ve ona saçmaladığını söylemekten kaçınmak gerekecektir. Zaten kendisini hayallerine ulaşmak konusunda yetersiz hissetme eğilimindeki bir gence saçmaladığını söylemek, onu umutsuz bir ruh haline sokabilir. Bu ruh hali de sınava olumsuz olarak yansıyabilir.

4) Kıyaslama ile örnekler vererek onu motive etmeye çalışmayın. Bir komşunun ya da kuzenin üstün başarısındaki sırrını son gece çocuğa anlatmak hali hazırda üstün başarı yakalama ihtimali yüksek olan çocuk için bile “keşke bunu daha önce bilseydim” düşüncesi ile gerginlik yaratabilir. Çoğu çocuğun da üstün başarı sahibi olmayacağına inandığı gerçeği ile düşününce, bu kıyaslamalar faydadan çok zarar getirebilir. Çocuğun, kendisini yetersiz, akılsız ve sevilmeye layık olmayan birisi olarak nitelendirmesine sebep olabilir ve bu mutsuzluk önce umutsuzluğa, sonra da başarısızlığa dönüşebilir.

5) Sınava kalabalık gruplar halinde gitmeyin. Çocuk için onun sınavdaki başarısını değerlendirecek kişi sayısı arttıkça, stres ve kaygı da yükselecektir. Kaygısı üzerindeki kontrolü kaybeden ve sınav boyunca sınavdan çıktığında ona nasıl geçtiğini soracak onlarca akrabanın varlığını düşünen bir öğrencinin sınavda başarılı olması mümkün değildir. Akrabaların meraklarını gidermek ile ilgili isteklerini son sınavın yapılacağı 1 Temmuz Pazar gününün akşamına kadar erteleyin.

6) Çocuk sınav binasına girmeden önce onu abartılı biçimde uğurlamayın. Herkesin mutluluğunun onun başarısına bağlı olduğu hissi ile sınava giren bir öğrenci, sınav esnasında büyük gerginlikler yaşayabilir. Sınav sorularının rastgele sıralanışı sebebi ile kimi öğrencinin o test içinde yapamayacağı ya da zorlanacağı tüm sorular peşpeşe denk gelebilir. Böyle bir durumda yaşamaya başladığı umutsuzluğa bir de ailesinin mutsuzluk sebebi olmak düşüncesi eklenirse, çocuk sınavı bırakabilir bile. Sakin olmak, elini sıkmak ve sade bir sarılma ile başarılar dilemek yeterlidir. Unutmayın, hiçbir şey çocuğunuzdan önemli değildir, sınav sonucu da dahil olmak üzere.

7) Ona kıymetli olduğunu hissettirin. Kaygı ve stres anlarında hayatımızda en güvende hissettiğimiz ve korkularımızı unuttuğumuz yere dönmek isteriz. Patolojik durumlarda, bu anne karnına dönme isteğine kadar ilerleyebilir. Ancak, anne ya da babamızın sarılması ile o güven ve rahatlama hissine kavuşur, kaygımızdan arınırız. Kaç yaşında olursak olalım, anne ya da babamızın saçımızı okşaması ve omzunu gözyaşlarımıza siper etmesi bize iyi gelir. Bu çocuğunuz için de geçerlidir. Sınavın ondan kıymetli olmadığını, çabalarının karşılığını almak için ekstra bir şey yapması gerekmediğini, sadece sınava gireceği ve çıkacağı gerçeğini yaşamasına izin verin. Sadece yanında olmanız yeterlidir.