Oğuzkaan Koleji

 

Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (Europen Center for Disease Prevention and Control) 6 Ağustos tarihinde çocuklarda Covid 19 yayılımı ve bunun okul eğitimi ile ilişkisi üzerine 30 sayfalık detaylı bir rapor yayınladı. Raporun amacı AB ülkeleri, İngiltere ve EEA ülkelerinde 0-18 yaş arası çocuklarda Covid 19 hastalığının karakteristiklerinin incelemek ve okulların virüs yayılımı üzerindeki etkisini değerlendirmektir.

 

  • Okul ortamında saptanan vakalarla ilgili incelemelere göre okulda çocuktan çocuğa bulaşma yaygın değil ve özellikle anaokulu ve ilkokula devam ederken virüs kapmış olan çocukların hastalığa yakalanmalarının esas nedeni o dönemde gittikleri okul değildir. TESSy’ye (Avrupa Gözetim Sistemine) rapor edilmiş 19.654 ölümden yalnızca altısı çocuklara aittir ve bu çocuklar yüksek risk grubundaki kronik rahatsızlıkları olan çocuklardır.
  • Yeterli fiziksel mesafe ve hijyen önlemleri uygulandığında, okulların diğer çalışma ve eğlence yerlerine göre yayıcı – bulaştırıcı mekanlar olduğu söylenemez olduğu raporda belirtilmiştir.
  • Okulların açılması veya kapatılmasının salgının toplumda yayılmasına etkisi ile ilgili bulgular birbirleriyle çelişiyor olsa da bazı AB ülkelerinden toplanan gözlemsel veriler, okulların yeniden açılmasıyla salgının yayılımındaki hızlı artış arasında ilişki olmadığını gösteriyor. Tam tersine, yayılmayı yavaşlatanın okulların kapanması değil, toplumun genelini kapsayan kısıtlayıcı önlemler olduğu ve bu önlemlerin esnetilmesi ve çocukların sokağa çıkma özgürlüğünü elde etmesi sonrasında vak’a sayılarının hızlanarak arttığı gözlemlenmiştir.
  • Ergenlerde taşıyıcılığın yetişkinlerden daha çok olduğu düşünüldüğünde okulların kapanması ile beraber serbest dolaşan ergenlerin bir anda hastalık yaymaya başladığı görülmüştür. Okulların kapanmasını takiben ergenlerin dışarı çıkış izinleri ile beraber 0-18 yaş arasının virüs yayma oranının %22.4’e kadar yükseldiği görülmüştür. Bunun en büyük sebebi, okul dışındaki ortamlarda çocukların, özellikle de ergen grubun, denetimsiz biçimde sosyalleşmesidir.
  • İşe giden insanlar ile okula giden çocuklar arasında hastalık kapma ihtimali neredeyse aynıdır. Bunun yanında çocuklar ve gençler daha çabuk iyileşmektedir. Ek olarak, ev ortamında virüs kapma oranları, okul ortamında virüs kapma oranlarından daha kötü bir tablo çizmektedir. Bunda, ev ortamındaki rahat yaşayış, eve gelen güvenli olduğu varsayılan misafirler ve akrabalar ile yakınlaşmalar ve eve dışarıdan sipariş getiren görevlilerin virüs taşıyıp taşımadığının okul ortamına göre daha kontrolsüz olması en baskın sebeplerdir.
  • Çocuklar enfeksiyonlara daha az duyarlı olduklarından virüsün yayılmasında etkileri de daha düşüktür. Diğer bir deyişle yetişkinler bile çocukların arasında diğer yetişkinlerin arasında olduklarından daha güvendedirler.

Tüm bunların ışığında:

  1. Çocukların denetimsiz ortamlarda ve ev ortamlarında virüs kapma ve virüsü yayma olasılıkları daha çoktur.
  2. Yetişkinlerin iş ortamlarında virüs kapma ve yayma olasılığı, çocukların okul ortamında virüs kapma ve yayma olasılığından daha fazladır.
  3. 20-49 yaş arasındaki yetişkinler, ki bu aralık öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunu kapsar, çocukların arasında, kendi aralarındaki kalabalıklardan çok daha güvende olurlar.
  4. Okulların açılması ve öğrencilerin dezenfekte edilen ve denetimli bir ortamda bulunması, toplum içinde virüs yayılmasına karşı, okulların kapalı olmasından çok daha iyi bir seçenektir.

Eğitim kurumlarını kapatmak tek başına etkili bir kontrol önlemi değildir ve kapatmalar çocukların sağlığını korumak için ilave katkı sağlamıyor.

Okulları açma / kapalı tutma ve okullardaki kontrol önlemleri ile ilgili kararların toplumdaki diğer halk sağlığı önlemleri ile tutarlı olması gerekiyor. Salgını önlemek için okullar açılmayacaksa çocuğun gitme ihtimalinin tüm sosyal ortamların (AVM’ler, discolar, sinemalar, halı sahalar, parklar, kafeler vb.) kapatılması gerekir.

 

Kaynak : Yazının orjinal metnine bu sayfadan ulaşabilirsiniz